“İslam siyaset düşüncesi” tabiri, ilk bakışta sadece dinin ana kaynaklarına dayalı bir yönetim teorisi çağrışımı yapsa da, aslında çok daha geniş ve katmanlı bir entelektüel mirası ifade eder. Bu tabir, yalnızca vahiy temelli bir siyasal modeli değil, İslam medeniyeti çatısı altında tarih boyunca siyaset alanına dair üretilmiş bütün bir düşünce birikimini kapsar. Yöneten, yönetilen ve yönetim ilişkisi ekseninde şekillenen bu zengin gelenek, tek bir kaynaktan beslenmez; aksine, birbirini besleyen, zaman zaman iç içe geçen ve farklı disiplinlerden beslenen birden çok kaynak havuzuna sahiptir. Bu kaynakları ana hatlarıyla “Asli” ve “Tali” (İkincil) kaynaklar olarak iki başlık altında incelemek mümkündür.
Asli Kaynaklar: Siyasal Düşüncenin Temel Direkleri
Asli kaynaklar, siyaset konusunu doğrudan veya dolaylı olarak temel meseleleri arasına alan ve siyasal düşüncenin ana çerçevesini çizen metinleri ve disiplinleri içerir. Bu kaynaklar üç ana koldan ilerler: İslam ilimleri, edep/adap literatürü ve siyaset felsefesi.
1. İslam İlimleri: Vahiy Temelli Çerçeve
Varlığını doğrudan vahye borçlu olan ilimler, siyasi düşüncenin hem kavramsal hem de ahlaki temelini oluşturur.
- Tefsir ve Hadis: Kur’an-ı Kerim, siyaset diline dönüşecek olan Tevhit, mülk, hüküm, şura (istişare), adalet, hilafet ve imamet gibi temel kavramların menşeidir. Tefsirler, bu ayetlerin tarih boyunca nasıl anlaşıldığını ve yorumlandığını göstererek, farklı dönemlerin adalet ve yönetim tasavvurlarını ortaya koyar. Benzer şekilde, Hz. Peygamber’in Medine’de kurduğu toplum modeli, bir devlet başkanı olarak imzaladığı anlaşmalar, gönderdiği elçiler ve toplumsal düzenlemeleri, hadis külliyatı aracılığıyla nesillere aktarılmıştır. Hadis kitaplarındaki “imâre” (emirlik), “ahkâm” (hükümler) gibi bölümler, siyasi ilkelere dair önemli birer referans noktasıdır. Hadislerin sahihliği üzerine yapılan tartışmalar bir yana, bu rivayetlerin siyasi metinlerde bir otorite kaynağı olarak nasıl kullanıldığı, düşünce tarihi açısından kritik bir veridir.
- Kelam ve Fıkıh: Bu iki ilim, siyasal teorinin daha pratik ve yapısal boyutlarını ele alır. Özellikle imamet (devlet başkanlığı) meselesi, Sünni kelamcılar tarafından, Şii düşüncenin konuyu bir inanç esası haline getirmesine bir cevap olarak kelam kitaplarında detaylıca tartışılmıştır. Bir liderin nasıl başa geleceği, hangi vasıfları taşıması gerektiği, hak ve vazifeleri, hatta nasıl görevden alınacağı (azil) gibi modern siyaset biliminin de temel soruları, kelam metinlerinde ele alınmıştır. Fıkıh ilmi ise, her ne kadar bu temel rejim tartışmalarını genellikle kelama havale etse de, yönetimin hukuki çerçevesini çizer ve siyasetin gündelik hayata yansıyan hukuki sonuçlarını düzenler.
2. Adap Literatürü: Tecrübe ve Pratik Siyaset Sanatı
İslam medeniyeti, yalnızca kendi iç kaynaklarıyla yetinmemiş, Emeviler döneminden itibaren kendisi dışındaki medeniyetlerin, özellikle de kadim imparatorluk tecrübesine sahip Fars ve Hint kültürlerinin siyaset birikimine ilgi duymuştur. Tercümeler yoluyla aktarılan bu birikim, “adap” veya “edep” literatürü olarak bilinen ve daha çok “nasihatnâme” veya “siyasetnâme” türünde eserler ortaya çıkarmıştır.
Bu eserler, fıkıh ve kelamın doğrudan konu edinmediği pratik alanlardaki boşluğu doldurur. Saray teşkilatı, bürokratik adab, sultanın gündelik hayatını tanzimi, düşmanları dosta çevirme sanatı, elçilik protokolleri gibi tecrübeye dayalı konular bu metinlerin ana eksenini oluşturur. Bu literatür, Kelile ve Dimne veya Nizamülmülk’ün Siyasetname‘si gibi meşhur örneklerde görüldüğü üzere, anekdotlar, hikayeler ve tarihsel örnekler üzerinden pratik siyaset dersleri verir. Bu eserlerin en belirgin özelliği, teorik tartışmalardan çok, özellikle şehzade ve devlet adamlarının eğitiminde kullanılan, hayata dönük ve pragmatik bir üsluba sahip olmalarıdır.
3. Siyaset Felsefesi: Erdemli Şehir ve İdeal Yönetim Arayışı
Üçüncü ana damar, Yunan felsefesinin tercümesiyle İslam dünyasına giren siyaset felsefesidir. Farabi ile zirvesine ulaşan bu gelenek, antik Yunan’dan devraldığı kavramları İslami bir dünya görüşü içinde yeniden inşa eder. “Erdemli şehir” (el-Medinetü’l-Fâzıla) ideali etrafında şekillenen bu düşünce, siyasetin nihai hedefini dünyevi mutluluğun ötesinde, uhrevi saadete (es-saâdetü’l-kusvâ) ulaşmak olarak belirler. Farabi’nin, Yunan’daki şehir devleti modelinin ötesine geçerek “ümmet” ve “mamure” gibi daha evrensel toplulukları tasavvur etmesi, bu geleneğin sadece bir tekrar olmadığını, özgün bir sentez olduğunu gösterir. Bu felsefi gelenek, diğerleri kadar geniş bir külliyata dönüşmese de, özellikle “Medine-i Fâzıla” gibi kavramlarla sonraki dönemlerde yazılan birçok farklı türdeki metne derinlemesine nüfuz etmiştir.
Tali (İkincil) Kaynaklar: Satır Aralarındaki Siyaset
Siyaseti ana konu olarak ele almayan fakat siyasal düşünceye dair zengin veriler sunan metinler de tali kaynakları oluşturur.
- Tarih Metinleri: İslam medeniyetinde tarih yazımının temel motivasyonlarından biri, geçmiş siyasi tecrübeleri gelecek nesillere ve yeni hükümdarlara aktararak onlara bir ibret ve ders sunmaktır. Bu nedenle tarih kitapları, sadece olayların bir dökümü değil, aynı zamanda örtük birer siyasetname gibidir.
- Diğer Alanlar: Siyasal düşüncenin izlerini coğrafya kitaplarındaki siyasi analizlerde, hatta at hastalıklarına dair yazılmış bir eserin mukaddimesindeki derin devlet nazariyesinde bulmak mümkündür. Mimariden hat sanatına kadar medeniyetin tüm unsurları, siyasi mesajlar ve semboller barındırabilir. Örneğin, Süleymaniye Camii’ndeki hatlarda yer alan “el-İmamü’l-a’zam” (en büyük imam) ifadesi, dönemin hilafet ve iktidar anlayışına dair somut bir ipucu sunar.
Son olarak, vezirlik, beytülmal (hazine), saltanat gibi kurumsallaşmış yapıların kendisi de birer kaynak olarak görülmelidir. Zira her kurum, arkasında yatan bir düşünceyi, bir siyasi aklı ve pratiği barındırır.
Netice itibarıyla İslam siyaset düşüncesi, tek tip ve dogmatik bir yapıdan ziyade, vahiy, felsefe ve kadim devlet tecrübelerinin bir araya geldiği, dinamik, renkli ve son derece zengin bir gelenektir. Bu geleneği anlamak, bu farklı kaynak havuzlarının her birini kendi bağlamında okumayı gerektirir.
İlgili videoya aşağıdan ulaşabilirsiniz.


