Din Ne Değildir ? – Toplumsal Ahlak

social-665333_640

Dinin Temel Çerçevesi ve Hayata Etkileri

Din, insan yaşamını anlamlandıran, bireyin inançlarını, ahlaki değerlerini ve toplumsal ilişkilerini düzenleyen bir sistemdir. Tüm varoluşun Allah’ın eseri olduğu anlayışı, dini, insan yaşamının her yönüyle ilişkilendirir. Bu makalede, dinin temel çerçevesi, insan hayatındaki yeri ve dine ait olmayan unsurlar kapsamlı bir şekilde ele alınacaktır.

Dinin Tanımı ve Kapsamı

Din, evrenin ve insan hayatının Allah tarafından yaratıldığını kabul eder ve insanlara bu yaratılışa dair bir bilinç kazandırmayı amaçlar. Dini bir rehberlik olarak görmek, onun insanın bireysel ve toplumsal yaşamına olan etkilerini anlamak açısından önemlidir. Dinin temel işlevlerinden biri, bireyin dünya üzerindeki varlığını anlamlandırması ve bu doğrultuda bir yaşam biçimi geliştirmesidir.

Dini inanç sistemi üç ana unsur etrafında şekillenir:

  1. İman: Zihin ve gönül dünyasını kapsar. Bireyin Allah’a, peygamberlere, ahirete ve kutsal kitaplara olan inancını ifade eder. Bu inanç, kişinin manevi dünyasını düzenler ve ona bir yön verir.
  2. İbadet: Allah’a bağlılık ve bilinç geliştirme yollarını içerir. Namaz, oruç, zekat gibi ibadetler bireyin maneviyatını güçlendiren ve Allah ile olan bağını pekiştiren temel pratiklerdir.
  3. Ahlak: Hem bireysel yaşamı hem de toplumsal ilişkileri düzenler. İnsanın kendine, çevresine ve topluma karşı sorumluluklarını yerine getirmesi için yüksek bir davranış standardı sunar.

Dinin İki Ana Temeli: Akide ve Şeriat

Din, iki temel sütun üzerinde yükselir:

  1. Akide: İnanç esaslarını ifade eder. Allah’a iman, ahirete inanış, peygamberlere itaat gibi kavramlar bu başlık altında toplanır. Bu esaslar, tüm peygamberler döneminde değişmeden aktarılmıştır. Akide, insanın manevi hayatının temel taşıdır ve evrensel bir nitelik taşır.
  2. Şeriat: Toplumsal düzeni sağlamak için belirlenen kurallar sistemidir. Şeriat, tarih boyunca toplumların ihtiyaçlarına, sosyal yapılarına ve dönemin koşullarına göre değişiklik göstermiştir. Bu değişim, dinin esnek ve uyumlu yapısının bir göstergesidir. Örneğin, “salih amel” kavramı, farklı dönemlerde iyi ve doğru davranışları ifade eden bir ölçüt olarak kullanılmıştır. Şeriat, bireylerin ve toplumların ortak vicdanını yansıtan ahlaki ve hukuki bir temeldir.

Din ve Bilim İlişkisi

Din, bilimsel bilgi üretiminde bireyleri motive eden bir rehberlik sunar. Ancak, bilimsel çalışmaların yöntemlerini ve detaylarını doğrudan belirlemez. Kuran, bir bilgi kitabı değil, bir bilinç kitabıdır. İnsanları düşünmeye, öğrenmeye ve bilgiyi insanlık yararına kullanmaya teşvik eder.

Örneğin, Kuran’da Allah’ın evrenin düzenini ve güzelliklerini yaratmış olduğu vurgulanır. Ancak bu düzenin işleyişi, sebep-sonuç ilişkileri üzerinden anlaşılır ve bilimsel araştırmalarla keşfedilir. Depremler, yağmurlar ve rüzgarlar gibi doğal olaylar, Allah’ın yarattığı sistemin işleyişinin bir parçasıdır. Bu bağlamda, bilimsel araştırmalar Kuran’ın rehberliğinde etik bir çerçeve kazanır.

Dinin Sosyal ve Siyasal Yönü

Din, bireylerin toplumsal ve siyasal yaşamını doğrudan belirlemez ancak bu alanlara ahlaki bir temel sağlar. Adaletin sağlanması, sosyal yardımlaşma ve birey haklarının korunması, dinin temel prensipleri arasındadır. Hukuk, siyaset ve ekonomi gibi alanlar, insan aklının ve iradesinin bir sonucudur.

Dinin bu alanlardaki rolü, bireylere ve toplumlara doğruyu gösteren bir rehberliktir. Örneğin, adaletin sağlanması konusunda Kuran, insanları adil davranmaya teşvik eder ve bu konudaki sorumluluğu bireylere bırakır. Sosyal yardımlaşma, bireylerin ihtiyaç sahiplerine destek olmasıyla sağlanır. Ancak bu yardımlaşmanın kurumsal boyutları, toplumların kendi sosyal ve ekonomik sistemleri tarafından düzenlenir.

Dinin Kapsamı ve Sınırları

Dinin insan hayatını kapsayıcı bir niteliği olsa da, bazı alanlarda doğrudan belirleyici değildir. Örneğin, bilimsel çalışmalar, teknolojik gelişmeler ve ekonomik modeller, dinin ötesinde uzmanlık ve deneyim gerektirir. Ancak din, bu alanlarda ahlaki bir çerçeve sunarak bireylerin elde ettikleri bilgiyi, serveti ve gücü adil bir şekilde kullanmalarını sağlar.

Ayrıca, dinin siyasi ve ekonomik ideolojilere alet edilmesi doğru bir yaklaşım değildir. Dini bir ideolojik söylem malzemesi yapmak, dinin evrensel ve kutsal boyutuna zarar verebilir. Bu bağlamda, din, insanlara rehberlik eden bir bilinç ve değerler sistemi olarak ele alınmalıdır.

Sonuç

Din, insan yaşamını anlamlandıran ve bireylere rehberlik eden bir sistemdir. İnanç, ibadet ve ahlak kavramlarıyla bireyin manevi dünyasını güçlendirir, toplumsal ilişkilerini düzenler ve insana bir yön çizer. Ancak din, bilimsel keşifler, siyasal düzenlemeler ve ekonomik modeller gibi alanlarda doğrudan belirleyici değildir. Bu alanlardaki sorumluluk, bireylerin aklına ve çabasına bırakılmıştır.

Dinin amacı, insanları adaletli, ahlaklı ve bilinçli bir yaşam sürmeye teşvik etmektir. Bireylerin Kuran’ın mesajını hayatlarına yansıtarak bu dünyada anlamlı bir varlık sürdürmesi, dinin en temel hedeflerinden biridir.

Buraya tıklayarak konu ile ilgili videomuza ulaşabilirsiniz.

Paylaş

İstanbul Okulu

İstanbul Okulu

İstanbul Okulu; dinî ve felsefî pek çok meseleyi uzman konuklarla ele almayı hedefleyen yepyeni bir YouTube kanalıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kategoriler

Görüş ve önerileriniz için bizimle iletişime geçebilirsiniz.